Çağımızda yaşlılık döneminde ortaya çıkan sağlık, beslenme ve sosyal sorunları her ülke kendi ekonomik koşulları, anlayışı, kültürel ve tarihsel geleneklerine göre çözümlemeye çalışmaktadır. Yaşlılıkta fizyolojik, tıbbi, psiko-sosyal ve ekonomik değişiklikler ortaya çıkmaktadır. Bunlar ise, yaşlıların beslenmeleri başta olmak üzere sağlıklarını olumsuz yönde etkilemektedir.
Yaşlanma ile birlikte tüm sistemlerde olduğu gibi sindirim sisteminin çeşitli fonksiyonlarında yavaşlama ve atrofiler meydana gelmektedir. Ağız ve diş sağlığının bozulması, yaşlılarda çiğneme fonksiyonlarının azalmasına neden olmaktadır. İleri yaşlarda tükrük bezlerinde atrofi, ağız mukozasında kuruluk ve elastikiyetinde azalma meydana gelmektedir. Musin ve amilaz enzimlerinin azalması sindirimin başlangıcını geciktirmektedir. Dil papillaları ve tükrük bezlerindeki atrofi nedeni ile yaşlılarda tat duyuları zayıflamaktadır. Bu durum ise, ileri yaşlarda yemek yemenin verdiği haz duyusunun azalmasına neden olur.
Kronik diş eti iltihapları, diş kayıpları ve protez kullanımı gibi diş sorunları da beslenmeyi olumsuz yönde etkilemektedir.
Yaşın ilerlemesi ile birlikte mide mukozasında atrofi meydana gelmekte ve mide sekresyon fonksiyonları azalmaktadır. Mide asiditesinde azalma yaşlılarda% 35 civarındadır. Mide asiditesinin azalması daha az demir emilimine neden olabilmektedir. Midenin motor fonksiyonlarında da azalma meydana gelir. Kasılma ve dinlenme devreleri, midenin boşalma zamanı uzar. Mukozal atrofiye bağlı olarak ince barsak enzim salgıları azalır. Sindirim için gerekli enzimlerin yetersizliği besinlerin yeterince parçalanamamasına ve absorbsiyonun azalmasına neden olmaktadır. Kalın barsak duvarının elastikiyetini kaybetmesi ve mukus salgısının azalması kalın barsakların boşalma zamanını geciktirmektedir. Bu da yaşlılarda kronik kabızlık şikayetlerinin başlıca nedenini oluşturmaktadır.
Yaşlılarda pankreasda küçülme, amilaz, lipaz ve tripsin enzimlerinde azalma meydana gelmektedir. Yetersiz salgılanan enzimler nedeni ile nişasta, yağ ve proteinlerin sindirimi güçleşmektedir. Yaşlanma ile pankreasın endokrin aktivitesinde fazla değişiklik meydana gelmemekte, instilin salgılanması farklılık göstermemektedir. Kan şekerinin yükselmesi, insülin salgılanmasındaki yetersizlikten çok glomerum filtrasyon hızının azalmasına bağlı bulunmaktadır.
İleri yaşlarda karaciğer ağırlığı ve hacmi azalmaktadır.
Protrombin sentezinde değişme meydana gelmemektedir. Safra kesesi elastikiyetini kaybetmiş ve kalınlaşmıştır. Safra salgılanmasında değişiklik olmamasına karşın safranın karaciğer hücrelerinden akış hızı yavaşlamıştır. Kolesterol konsantrasyonunun artması yaşlılarda safra taşlarının oluşumuna zemin hazırlayabilmektedir.
Yaşlılıkla birlikte ortaya çıkan sindirim sistemindeki anatomik ve fizyolojik değişiklikler gıda alınımının veya absorbsiyonunun bozulmasına neden olmaktadır. Bu fizyolojik değişikliklere yaşlı yavaş yavaş uyum sağlamaktadır. Beslenme yetersizliği daima yaşlıların patolojik veya sosyo-ekonomik durumlarındaki bozukluğa paralel olarak artma gösterir.
Fizyolojik bu tür değişikliklere ek olarak tatmin edici bir uğraşısı ve işi olmayan yaşlılar ile çevresindeki yakınlarından anlayış görmeyen, yalnız yaşıyan yaşlılar arasında oldukça yaygın psikolojik ve psiko-somatik bozukluklar olduğu saptanmıştır. Ekonomik yönden yetersiz, sosyal güvencesi olmayan yaşlılarda hem sağlık hem de beslenme düzeni olumsuz yönde etkilenmektedir.